28 Ocak 2020 Salı

YVES SAINT LAURENT & MAJORELLE BAHÇELERİ

            1936da Cezayirli varlıklı bir ailenin cocugu olarak dogan modacı ,18 yasında kazandıgı moda tasarım yarısmasıyla Paris haute couture  dunyasıyla tanısır. Kısa surede calıstıgı Dior firmasında bas tasarımcı olmayı basarır.












               1980 yılında Yves Saint Laurent ve Pierre Berge tarafından satın alınıp benzersiz bir miras olarak gördükleri çalışmaları ölümsüzleştirmek adına bu vakfı kurarlar.Müze de ayrıca 140 kişilik oditoryum,geçici sergi salonları,5000'den fazla eser içeren özel bir araştırma sonucunda elde edilmiş bir arşiv niteliğinde kütüphane,kafe ve kitapçı var.



              
            





               Fransız mimarlık firması Studio KO'nun konut ve kamu projelerini yürüten Oliver Marty ve Karl Fournier'nin bakıldığında kalın dokulu bir kumaşı andıran tuğla kaplı müze binası sade ve Fasın dokusuyla bütün oluşturmuş.







                                              













Majorelle Bahçesi Vakfı kütüphanesi ise Faslı yabancı pek çok antropolog,arkeolog,tarihçi ve sanatçıya fon oluşturmuş.Bu fon bağışlardan oluşuyor.Yves Saint Laurent Majorelle'in mavisinin kendine ilham olduğunu ve bu rengi birçok kostümünde kullandığını söylemiş.













            1960-1970 yılları arasında YSL moda dunyasında ki varlıgını artık sergilemeyi basarmıstır.
Hazırladıgı "Ready to Wear" koleksiyonu  onu hazır giyim sektoru ile bulusturarak  onun bu sektorde ki ilk Fransiz tasarımcı olarak tanınmasını saglar.










            Hayatında ki ilkler bitmez ;
ilk siyahi mankeni podyumlarla bulusturan da Yves Saint Laurent olur.
Sanat ve modayı Mondrian'ın soyut tablolarını kullanarak tasarladıgı 1000 parcalık kokteyl elbiselerinin yer aldıgı koleksiyonla bulusturur.








          Centre Pompidou'da son defilenin ardından hate couture evini kapanır.2002 yılında saglık problemleri nedeniyle markasını Gucci grubu alir.2008 yılında hayata veda eden modacı 1966 yılında kadınlara SMOKIN (TUXEDO) giydirerek moda dunyasında bir ilki daha yasatmıs ve genc modacılara sonrası icin  ilham kaynagi olmus. "Marakes'ten önce  hersey siyahtı.Marakes bana renkleri ögretti" YVES SAINT LAURENT💙


           Bunca yılın adeta arşivi niteliğindeki müze ; taşarımcının koleksiyonlarından özel parçaların sunulduğu ve fotoğraf çekme izni olmayan bir salonda sunuluyor.









                  Majorelle Bahçesine'nin ise farklı bir yolculuğu var.Bahçeye adını veren Fransız Jacques Majorelle'in  1919 'de Marakeş'e  yerleşiyor.1923'te Marakeş'te bir palmiye korusu alıyor.Klasik Fas mimarisinde yaptırıyor ve adına Villa Bousafsaf denilen villa 1980'de Yves Saint Laurent ve Pierre Berge tarafından satın alıyor. Villanın yeni adı Villa Oasis olarak değiştiriliyor.








                    
                1931'de Paul Sinoir'in Art Deco tarzında yenilediği bahçe yüzlerce kuşa yuva sağlayan bir botanik bahçe olarak egzotik bitkileri bünyesinde barındırıyor.










        

        Marakeş gezimin en keyifli bölümü sanatın ve doğanın buluştuğu Majorelle Bahçeleriydi...
 

            

     
 
Berrin AKMANLAR
RenArtGallery&Art Consultancy

GİLBERT & GEORGE RETROSPEKTİFİ - MODERNA MUSEET-

The Great Exhibition
Gilbert&George










Ürettikleri eserler kadar şık takımlarıgrafik desenli kravatları ile de adlarından söz ettiren Gilbert&George 9 Şubat / 12 Mayıs 2019 tarihleri arasındaİsveç'in Stockholm şehrinde "The Great Exhibition" adlı retrospektif sergisi ile anıtsal boyuttaki eserlerini, Moderna Museet'de sergiliyor. 2009 yılında Malmöde açılan Moderna Museet, sade mimari çizgisiyle başarılı sergilerle büyüyen bir çağdaş sanat müzesi.
Canlı heykeller olarak bilinen Gilbert&George, farklı cinsel eğilimlerin bu denli kabul görmediği dönemler olan 70'lerde korkusuzca kendilerini ifade edebilmiş cesur sanatçılardan. Eserlerini anlayabilmek hiç de zor değil. Kendi bedenlerini özgürce sergileyip, akıllarından geçirdikleri her şeyi diledikleri gibi aktarıyorlar. 














Yolları 1967 yılında "Saint Martin's School of Art" da kesişen Gilbert&George50 yıla yakın bir süredir eserlerini Londra'da üretiyorlar. Anıtsal büyüklükte eserler üreten sanatçılar, fotoğrafladıkları kareleri birleştirerek, tek eser formunda sunuyorlar. Ürettikleri eserler kadar performanslarıyla da tanınan sanatçıların 1969'da gerçekleştirdikleri "Şarkı Söyleyen Heykel" isimli performanslarında Avrupa'daki meydanlarda sıkça rastladığımız yüzü metalik renkli sokak dansçıları gibi altın rengine boyadıkları yüzleriyle şarkı söyleyip, dans ederek bakış açılarını dile getiren başarılı bir performans sergilemişlerdir.











1942 yılındaİngiltere'nin Devon Kontluğu'nda doğan George ve 1943 yılında, Dolomites İtalya'da doğan Gilbert kendilerini "iki farklı kişi ama tek sanatçı" olarak tanımlıyor. Sanat anlayışı kadarhayat görüşleri de benzer olan ikili, her zaman şık giyinilmesi gerektiğini ve bakımlı olunulmasının önemini vurguluyor.







 





Eserlerini izleyicilerine sundukları "Görsel Bir Aşk Mektubu" olarak adlandırıyorlar. Eserlerinde sıklıkla kullandıkları kendi bedenlerinin yanı sıra sıradan insanlara da yer veriyorlar. Francis Bacon'un eserleri ile kendi eserleri arasında zaman zaman bağ kuran Gilbert&George'un 1986 yılındaırkçılık, çıplaklık ve seksüel davranış içeren eserleri adeta şok etkisiyle karşılanmış. 











Eserlerinde Britanya bayrağı, haç gibi simgelere de yer veren sanatçılar, zaman zaman modern batı ile ilgili görüşlerini şiddet etkisi yaratan görsellerle aktarıyorlar.
1971'de "Magazine Sculpture" eserlerini reddedince doğru yolda olduklarını ve yaptıkları sanat ile her özgür ruhun içinden geri kafalı, geri kafalıların içindense özgür ruhun çıktığını söylüyorlar.










Kendilerini resimlemenin hikayesi ise; bir gün ellerinde tuttukları küçük heykelleri resmetmek için, birbirlerinin fotoğraflarını çekerken bunu birde elleri boşken yapıp, etkili göründüklerini düşünerek uygulamaya başlıyorlar. Bu etkiyi onların bugüne kadarki üretimlerinde bulmak mümkün. Poz verirken adeta bir heykeli andıran duruşlarıyla ilgi çekenGilbert&George, kaçırılmaması gereken sergiler arasında..












Berrin AKMANLAR

CAPE TOWN'DA ZEITZ MOCAA HEYECANI

Afrika Sanatının Buluşma Noktası, 2017 yılı sonlarında, Afrika'nın 3 başkentinden biri olan ve yaşam alanlarına sahip Cape Town'da açıldı. Adeta bir sanat şöleni.Yemekleri,insanları,şarapları,doğası ve tabii ki sanatı ile beni heyecanlandıran bir gezi oldu Güney Afrika...
Ülke de Pretoria yürütme, Bloemfontein ise yargı alanında başkent kabul ediliyor. Afrikalıların geçmişten bugüne gelen hikayelerini anlatmaları için tasarlanan müze, kıtanın 54 ülkesi ile sanat bağlarını daha da güçlendirerek sanatçılarla ilerliyor. Zeitz MOCAA ya da Çağdaş Sanat Afrika Müzesi, Afrika kıtasında türünün tek ve ilk örneği. Müze, Çağdaş Afrikalı sanatçılar için adeta yeni bir çağ ifade ediyor. 




Bina, Güney Atlantik Okyanusu, Masa Dağı ve kentin etkileyici manzarasına sahip. Puma'nın eski CEO'su Jochen Zeitz ve Londra merkezli Heatherwick Studio (Thomas Heatherwick) tarafından tasarlanmış.Müze, ismini başarılı CEO'dan almış. Alman Jochen Zeitz, Afrika bölgesine ait önemli sanat koleksiyonunu da müzeye bağışlamış.















9 katlı müze, 80 galeri alanından oluşuyor. 9.000 metrekarelik profesyonel sergi alanına sahip. Çatı zeminli çatı heykel bahçesi olarak konumlandırılmış. Müzede, şık bir restoran bar, okuma alanları, fotoğrafçılık, sanat eğitim kurumları gibi alanları, kostüm tasarımı, hareketli imaj ve depolama alanı gibi bölümlere de yer verilmiş. Müze, çok sık sanatsal etkinlikler düzenliyor. Oldukça aktif, hem mimarisiyle  hem de içinde yer alan muhteşem eserlerle oldukça yoğun izleyici çekiyor.  



Bina cephesi, ışık geçirgenliği göz önünde bulundurularak cam tasarlanmış. Adeta elması andıran pencereler müzeyi beton yığını havasından kurtarmış. Üst katlar ise otel. 


Müze, bir zamanlar Güney Afrika'nın en yüksek binası olan 1990'dan beri kullanılmayan Grain Silo Kompleksi'nin özel bir tasarım sonucu yeniden form bulmasıyla bugünkü halini almış. 





Gösterişi ve sadeliği aynı mekanda yaşatan Zeitz MOCAA Heatherwick Studio'nun dönüşüm projesiyle Afrika Çağdaş sanatına sunulmuş dünyanın en büyük müzesi. V&A Waterfront'daki  okyanus kıyısındaki Zeitz MOCAA, Çağdaş Sanat'ta Afrika'nın büyük isimlerinin eserlerinden oluşan bir koleksiyona da sahip. 






42 beton silodan oluşan göz alıcı merkezi atriyumu fotoğraf çekenlerin ilgi odağı. İç havlusu adeta bir heykel niteliğinde tasarlanmış. Cam kaplamalı oval asansörler oyukların arasında oldukça büyüleyici. Afrika'nın canlı doğasına uygun boyanmış galeri duvarları adeta eserleri tamamlıyor. 






Koleksiyon eserlerinin dışında dönemsel sergilerden "Still Here Tomorrow to High Five You Yesterday" karma sergisi, 30 Ocak 2019 / 30 Haziran 2019 tarihleri arasında Gana'lı sanatçı El Anatsui'nin heykelleri ise Şubat  2019 / Aralık 2019 tarihleri arasında izlenilebilir. El Anatsui'nin iç mekanı süsleyen enstalasyonu da görülmeye değer.




















Berrin AKMANLAR 

25 Kasım 2019 Pazartesi

YENİLENEN ABU DHABİ ART FAİR 2019 - Part1

                   2007 de Abu Dhabi Kültür ve Miras Kurumu tarafından (ADACH) yapılan fuar Emirates Palace da ilk sunumunu Al Nahyan ailesinin de desteğiyle gerçekleştirdi.2011 den bu yana  Manarat Al Saadit'da gerçekleştirilmeye başlayan fuar günümüze kadar devam ediyor.
                Ancak  her zamankinden farklı bir fuarla karşılaştım bu kez.Gerek Louvre Abu Dhabi gerekse fuar cok keyif verdi bana. Bununla ilgili görselleri paylasacagim tabi.Paylaşacağım görsellerle biraz da olsa fuarı hissetmenizi istiyorum.Sanat olunca görsel üzerinden ilerliyor hersey. Her yil duzenli geliyorum dedigim fuarlardan bir tanesi de Abu Dhabi Art Fair..Dunyada ki imkanlari mümkün oldugunca hayatlarina dahil etmeye calisma cabalarini hep takdir ediyorum. Buna sanat da dahil.Enstelasyonlar video art , dijital işler ve fotograf icin ayrilan yeni bir bölüm eklenmis. Bu yil Jerome Sans küratörlügünde  fuar girişinde adeta misafirleri karşılarcasına  bulunan New   Horizon:China today baslikli heykel, enstelasyon olarak cok ilgi gordu.Aynaya yansitilan buyuk boyutlu heykeller ilk giris kapisinda bu yilki fuara Çinli galerilerin ve sanatcilarin damga vuracaginin habercisi gibiydi.Oyle de oldu.
                 
Curator Jerome Sans


Fuarda bu yıl dinlenmek için ayrılan ;yemek ve içkilerin bunulduğu bölüm İtalyan konseptindeydi.Tamamıyla yenilenmiş bir konseptle sunulan bu alan yorgunluğu Abu Dhabi'nin    Kasım ayındaki esintisiyle dinlenmek için ideal bir ortam oluşturmuş.  


  
Bongchae Son 


                  Fuarların en sevdiğim yanı sanatçıların farklı işlerini görme fırsatı vermesi.Sanatçılar bazen bunu adeta bir görsel şölene çevirebiliyor.Bulundukları coğrafyaya uygun eserler  üretmek sanatçıya da kendini yenilemesi adına iyi bir fırsat...İtalyan sanatçı Loris Cecchini'nin eserini görünce çok şaşırdım.Metallerle yaprak formunda  çalışarak doğayı üç boyutlu işleri ile anlatan ve yine bu formlarda  tablolarıyla bildiğimiz sanatçı fuara çölü anlatan bir tablo ile katılmıştı.
Her yıl merakla takip ettiğim ve favorim dediğim İspanyol sanatçı Antonio Santin'in halıları gerçek hissi vererek satış yakalayan eserler arsında. 



Loris Cecchini




Halı formunu farlı tekniklerle tuvale yerleştiren İspanyol sanatçı Antonio Santin fuarda ki favori sanatçım.İspanya'nın geçmişine baktığımızda  Arap kültüre yabancı olmamasından olsa gerek Antonio eseri gerçeğine çok yakın yansıtmış.






Antonio Santin






Ali Kazim




Seungwoo Hwang 



23 Kasım 2019 Cumartesi

PICASSO,CHAGALL,MODIGLIANI &CO Abu Dhabi de izleyenleriyle bulustu RENDEZVOUS IN PARIS 1900-1939

                Abu Dhabi Art Fair 2019 dönemi müzelere de yansıyor haliyle.söz konusu  Lovre  olunca  Abu Dhabide ki  gorkemli müze  binasında gercekleşen döneminin usta sanatcilari ile daha da keyifli bir sanat platformu sunmus.
               Fransız mimar Jean Nouvel'in tasarladığı  ve çatısın güneş ışıklarını adeta bir enstelasyona dönüştürdüğü Lovre Abu Dhabi en az fuar kadar ilgi gördü.Orta Doğunun sanat merkezi konumunda bulunan müze Dubaide yaşayan yabancıların da haftasonunu geçirmek için sıkça uğradıkları bir yer olmuş.

Louvre Abu Dhabi


Marc Chagall



Modigliani


Picasso


Picasso

YVES SAINT LAURENT & MAJORELLE BAHÇELERİ

            1936da Cezayirli varlıklı bir ailenin cocugu olarak dogan modacı ,18 yasında kazandıgı moda tasarım yarısmasıyla Paris haute co...